BİR KELİME

11 Aralık 2017 Pazartesi

Sitare Bakız









Evden çıktığında sokakların bu kadar kalabalık olacağını düşünmemişti. İnsanların öbek öbek üstüne doğru gelmeleri onda, kısa süreli infial yarattı. Bugün cumartesiydi ve herkes prangalı olduğu yerlerden izinliydi. 

Günlerdir eve kapatmıştı kendini. Sadece sabah-akşam mefhumu vardı onu akışa bağlayan. Önüne gelen, ilk ara sokağa daldı. Sol tarafta duvarları taş işçiliğini yansıtan, vitrin camlarını, siyah metal çerçevelerin sardığı bir dükkan ilgisini çekti. Kitap ve kahve satmayı hedeflemiş bir dükkandı burası. Hemen içeri girdi. Kitapların enerjisi, caz müziğiyle birlikte sakinleştirdi onu. Raflardan yapılmış koridorlarda dolandı, ne zamandır aradığı bir kitabı sordu. Kahve satışının iki hafta sonra başlayacağını öğrenince ordan ayrıldı.

Bildiği ve çaldığı müziklerden hoşlandığı bir başka kahve dükkanına uğradı. Burda da bir kalabalık vardı ama dükkanın iç kısmında bir masa bulup oturdu ve siparişini verdi. Kahveyi beklerken, telefonuna takılı kalemini çıkartıp yazmaya başladı.

"Ne yazıyorsunuz?"
"Karalamalar.. önemli bir şey değil"
"Okumak isterdim."

Yüzüne bakmadan konuştuğu garsona doğru kafasını kaldırdı.

"Umuma açık yazmıyorum." dedi.
"Kelimeler kaleminizden çıktığı andan itibaren herkesindir."
"Israr, itici olmanın yegane basamağıdır."
"Paylaştığın senindir, biriktirdiğin değil." 
"Diline hakim olmak bir erdemdir."
"Kibir insanı mutluluktan uzaklaştırır."

Bıkmış bir halde,
"Kötü bir kahve bile hiç olmamasından iyidir!" dedi.
"Ah çok pardon siz de kahve içmeden ayılamayanlardansınız" durdu ve gülümseyerek "bu cümle nedense belçikalılaştıramadıklarımızdan mısınız? ı anımsattı bana." dedi.

"Kahve lütfen!"
"Ah tabi, hemen..."

Nasıl bir anda yorgun düşmüştü bu laf sobeliklerinden. Hata mı etmişti buraya gelerek, bu kız yeni miydi burda? Daha önce gördüğünü hatırlamıyordu. "Kahvemi içer giderim" diye kendini rahatlattı.


Garson kahveyi getirdi ve masaya bırakırken "Bu kahve size çok iyi gelecek, halamın tarifinden yaptım." dedi gülümseyerek. 

Anlamaz gözlerle bakınca hemen yanıtladı; "Sitare Bakız"
Ne olduğunu soran bakışlarının yanısıra, bedeni ile de anlamadığını ifade edince, garson minik bir kahkaha atıp, "Burda sürekli kullanılan espridir bu, Starbucks' a atıfta bulunuyoruz kendimizce" deyince, "haa anladım, tamam" gibisinden bir el hareketi ve belli belirsiz gülümseme ile kahvesinden ilk yudumu alırken, garson çoktan diğer müşterilerle ilgilenmek için yanından ayrılmıştı.

Fakat ilk yudumda, kahvesinde ilginç bir tad olduğunu farketti. Rahatsız etmeyen, bilakis içtiğinde kokusuyla birlikte bir sürü güzel anıyı çağıran ve kahve boyunca minik bir tiyatro sahnesi gibi gözlerinin önünde ardı sıra sahnelenen harika anlar yaşatan bir tattı bu. Gözüyle garsonu takip etti, masasının yakınından geçtiğinde bunun ne olduğunu sormak için ancak kafe müşteriyle dolmuştu. 

Tam o esnada telefonuna mesaj geldiğinden onunla ilgilendi. İşi bittiğinde gözüyle kafenin içini taradı ama kızı göremedi. O esnada kafenin sahibi geldi ve onu görünce selam verip, masasına yanaştı. 

"Nasılsınız? Uzun süredir göremedim sizi, bir isteğiniz var mı?" diye sordu.
"İyiyim teşekkürler. Yeni elemanlarınız var gördüğüm kadarıyla. Bu içtiğim kahve müthiş bir aromaya sahip, nedir diye soracaktım ben de."
"En son geldiğinizdeki elemanlardan başka yeni biri yok aslında. Yılbaşı konseptine uygun giyinmişler kendi aralarında anlaşıp, belki o yüzdendir. Ben hemen sorayım size ne verdiklerini."

Etrafa göz gezdirdi ama o garson kız yoktu. Benim kötü davranışım yüzünden gitmemiştir herhalde diye aklından geçirirken, bunun saçma bir düşünce olduğuna güldü. Kafe sahibi geldi yanına ve 

"Her zamanki kahvenizden vermiş arkadaşlar." dedi.
"Ama nasıl olur, o garson kız bana kahveyi halası Sitare Bakız' ın tarifinden yaptığını söylemişti."

Kafe sahibinin şaşkın gözlerle baktığını görünce,

"Starbucks' a atıf yapıyormuşsunuz."

Kafe sahibi gülümsedi, "Acaba size bizimkiler şaka mı yaptı? Yılbaşı atmosferi yaratmaya, eğlendirmeye çalışıyorlar herkesi. Güzel bir espriymiş ama cidden." Yavaşça sırtına dokunup "Afiyet olsun" diyerek mutfağa yollandı.




son



{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: 1. gif buradan
       2. gif buradan alıntıdır.



28 yorum:

  1. Yorum kutusuna gelmeyecektim, gaflet ettim. Çünkü müzik bitti, dükkanın dışında kaldım, şimdi tekrar başa alsam ilki gibi olmaz. Sitare Bakız hiç bir starbucks ta olmayacak olan şey, Bu arada Sitare bir isim ve sitreden geliyor, yıldız demek. Göründü gitti, kahve güzeldi her zaman ki Momentos aromasında. Göndermesi, efsunu, burnuma gelen buruk kahve kokusu, hafif loş ama dingin ortamıyla çok sevdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne hoş bir şey şu kahve cidden.. bana hep büyülü bir nebat gibi gelir. Sitare kelimesini çok severim, o isimde bir halam olsun isterdim açıkçası. Büyülü mutfakta, büyülü kahveler hazırlamak :) Ama şimdilik öyküsüyle yetindim. Eh memnun da ettiysem ne ala.. ama dışarda kalmayınız lütfen, gelin şöyle ateşin yanındaki masaya.. tarçın ve zencefilli kurabiye çıkıyor birazdan. Hemen geliyorum fırına bakayım ben.

      Sil
  2. O kahveden ben de istiyorum Momentos:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Çaylarrrrr" diye bağıran bir adam vardı bir dizide bilir misin bilmem... işte bundan sonra sitarelerrrrrr diye sesleneceğiz kahve dağıtırken. Tamam, geliyorum ve orda kahve içeceğiz tamam mı? :)

      Sil
  3. Mekan,kahve,garson...Hepsini gözümde canlandırabiliyorum. Sitare Bakız göndermesi de ayrı güzel.Her zamanki gibi ne hoş anlatmışsınız. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncenize teşekkür ederim :) Ne güzel yorumlamışsınız :) Teşekkürler

      Sil
  4. Gördüm bu yazdıklarınızı!..sanki gözümün önünde canlandı hepsi..
    Hikayeleri bu şekilde anlatmayı yazının sonuna ne zaman gelindiğini başarmak ne güzel..

    Nefis bir hikayeydi..
    Nefis.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, canlandırma konusunda başarılıysam bu harika bir haber cidden.

      Sil
  5. kalemine sağlık hoş bir dokundurma olmuş....

    YanıtlaSil
  6. hehe çokoş yaaa :) sitare bakız da sizin buluşunuz mu pek sevdim :)

    YanıtlaSil
  7. Keşke bu yaz söz verdiğim gibi yanına gelip bi kahve içebilseydik karşılıklı ablacığım. Umarım bir gün gerçekleşir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah arabanla geleceksin.. şöyle bir kıyı kıyı gezeriz 😊

      Sil
  8. Yani hiç görüşmediğimizi kabul ediyorsun ? Aklısca bir espri yapayım dedim anlamadın :)

    YanıtlaSil
  9. Yavrucum belki beynin dumura uğramıştır, seni şimdi uluorta bozguna uğratmayayım demiştim oysa.. ancak burda yine de bir atıf var... ne kadar görüşürse insan, muhabbet doluysa eğer doymaz, hiç olmamış gibi yenisini istermiş. Burda da ona gönderme yaptım.. (not: ya biz birbirimizi niye anlamıyoruz sahi :))))))))) )

    YanıtlaSil
  10. son yazımda bak bi adın geçiyoooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ay dikkatsiz seniiiii bi daa okusanaaaa :)

      Sil
    2. yahu en son yazı değil mi? bloglardan seçmeler..?! e baktım.. momentos yok ki :) ay nasıl görmemmmm

      Sil
    3. Yahu SALİHA kim allahaşkına deep??? :D gözlerim mi bozuldu deyip durdum deminden beriii

      Sil
    4. ay o starbucksıyazınca işteeee yaniiii :)

      Sil
    5. Tamam gördüm nihayet :)))))

      Sil
  11. Sitare Bakız, çok güzeldi :)) Bazı kahveler anlam yüklü olabiliyor işte :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet.. hele şu aralar kahveyi tereyağı ile ya da hindistancevizi yağıyla içince daha da anlamlı benim için :)))

      Sil
  12. Her zamanki gibi akici ve güzel bir yazi olmus 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler... kahve aşkıyla bütünleşmiş bir yazı, size hitap ediyor :)

      Sil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-